Sesli asistanların akıllı yaşam teknolojilerine katkıları
Her canlı çevresi ile duyularından beslenerek etkileşime geçiyor. Örneğin nemi seven bir bitki hayatta kalabilmek için köklerinin ucundaki duyular yardımıyla nemli bölgelere doğru köklerini ilerletmeyi tercih ediyor. Tek amacı hayatta kalabilmek, ama bu büyük amacı gerçekleştirebilmek için çevreyi algılamak istiyor. Her ne kadar bu tek yönlü bir etkileşim olsa da her canlının ilk amacı etrafından olan bitenden haberdar olabilmek. Bununla birlikte son yapılan araştırmalar ortaya çıkardı ki bitkiler kendi aralarında konuşabiliyorlar da. Yani çift yönlü bir etkileşim hatta iletişim de var doğalarında. Köklerinin içinde bulunduğu bir mantar ağı yardımıyla birbirlerine mesaj gönderebiliyor, kıymetli gördüklerini takas yapıyorlar ve hatta savaşabiliyorlar. Bu iletişim şekli ‘Internet of fungus (IoF)’ adı ile anılmaya başlandı ve bilindiği kadarıyla bu kullandıkları yöntem onların en doğal iletişim yöntemi olabilir. (1)
‘Doğal iletişim’ ifadesi bu yazıda bahsetmeye çalışacağım konu için oldukça önemli çünkü her canlının etkileşim ve iletişim açısından benimsediği yöntemler var. Örneğin yukarıda verdiğim IoF örneği, kendi doğalarında hiçbir zorlayıcı etki olmaksızın haberleşen bu canlılar için doğal bir iletişim örneği.
Bizim için ise Neandertal’lardan (2) başlayacak olursak yaklaşık 350.000 yıllık yolculuğumuz boyunca oluşturduğumuz en doğal iletişim yöntemlerimizden birisi sesle konuşmak ve konuşulanı anlamak. Neandertal’ların, günümüzde konuştuğumuza pek benzemese de bir şekilde konuşmayı sağlayabilecekcak anatomik yapılarının olduğu tahmin ediliyor (3). Bununla birlikte bir tek insana özel de değil sesle konuşmak ve konuşulanı anlamak. Bir çok hayvan türü kendi aralarında bize yalnızca çıkardıkları basit seslermiş gibi görünen sesler ile haberleşebiliyorlar. Örneğin mirketlerin kendi aralarında nasıl konuştuğu artık anlaşılabilir hale gelmiş durumda. Buradaki (4) video’dan bir örnek izleyebilirsiniz. Konuşmak ve konuşulanı anlayabilmek eşsiz bir deneyim. Bu eşsiz deneyimi yaşayabilmek için ise ortak bir dil zorunlu.
İşte bu ortak dil ve bu ortak dilin oluşturduğu bu eşsiz deneyimi bir süredir biz insanlar arasında değil de insanlar ile cansız varkılar arasında deneyimlenebilecek hale getirmeye başladık. Bizimle bir ortak dil konuşmalarını sağlıyoruz. Neden bu yola çıktığımızın ipuçları ise yine doğamızda saklı.
Hayatımızdaki teknolojik cihazları düşünelim. Her gün teknolojik onlarca cihaz ile farklı farklı yöntemlerle etkileşime geçiyoruz. Bu etkileşim yöntemlerimizden birçoğu aslında bizim doğamıza henüz çok da uygun olmayan yöntemler. Bununla birlikte her ne kadar doğamıza uygun olmasalar da çağın getirdiği gereksinimlerin karşılanması için pratik ve kolay adapte olunabilen yöntemler. Neandertal’lardan önce günümüzden yaklaşık 2.000.000 yıla kadar uzanan hikayesinde Homo Erektus’lar (5) da konuşuyor muydu bilinmez ama belli ki zamanın gidişatı içerisinde bir zaman bir ihtiyaçtan dolayı konuşmaya başlamışız. İşte bu doğamıza aykırı gibi görünen etkileşimleri de bir ihtiyaçtan dolayı yapıyoruz. Zamana adapte olabilmek ve bir ihtiyacı karşılayabilmek için.
Akıllı yaşam teknolojilerini insan ile buluşturan bir çok etkileşim yöntemi var. Cep telefonları bu alandaki iletişimin en devasa örneği. Hem görsel olarak etkileşime geçmemizi yani yaptıklarımızı takip etmemizi sağlıyor hem de istediklerimizi dokunarak etkileşime geçerek yaptırabilmemizi sağlıyor. Bir bilgisayar da genel anlamda cep telefonunda yaşanılan bu temel deneyime benzer kullanıcı deneyimleri sunuyor. Bir çamaşır makinesi kontrol paneli, bir uçak kokpitindeki onca kontrol noktası hep benzer deneyimleri kullanıcılara yaşatıyor: ‘Dokunarak bir istekte bulun, yaptığın isteğin sonucunu görsel olarak bir panelde gör.’
Bununla birlikte yüzbinlerce yılın vermiş olduğu alışkanlıklarımız ve doğamıza geri dönme dürtümüz insanları olabildiğince doğal iletişim yöntemlerini kullanmaya doğru itiyor. Sesli asistanların hayatımıza bu kadar hızlı girmesini ve birçok teknolojik cihazda ilk başlarda kolay kolay aşılamayan bariyerleri çok hızlı bir şekilde kırmasını buna bağlayabiliriz. Konuşmak ve konuşulanı anlamak bizim yüzbinlerce yıllık doğamıza çok uygun ve hatta bizim duygularımıza da sesleniyor.
Tabiki yukarıda bahsettiğim örneklerdeki her şeyi konuşarak yapmak en efektif, en hızlı, en kolay yöntem olmayabilir. Ama biz artık yapabilme fırsatına sahip olduğumuz her deneyim için yerimizden kalkıp, gidip salon ışığını elektrik düğmesinden açıp, sonra tekrardan koltuğumuza geri dönmek yerine “Salon ışığı açar mısın.” diye seslenerek karşımızdaki cihaza yaptırabilmek istiyoruz. Çok üşengeç olduğumuzda da zaten hemen yanımızda kim varsa ona “Işığı açar mısın” demiyor muyuz? 🙂 Bu iletişim şekli bizim doğamızda var.
İhtiyacın ve yaşanılan müşteri deneyiminin tanımı bu şekilde etkileşimler için çok ama çok önemli. Örneğin Spotify’da başka bir çalma listesine cep telefonunuzu kullanarak geçmeye çalışmak sizin için çok sıkıcı ve gereksiz bir deneyim olabilir. Çünkü cep telefonunuzu açacaksınız, belki şifre girmeniz gerekecek, belki parmak izi okutmanız gerekecek, sonra spotify’ı uygulamalar arasından bulacaksınız, ve artık nihayetinde ilgili menüden dilediğiniz çalma listesini başlatabilirsiniz. Peki ya bu kullanıcı deneyimi yerine sesli komutla dilediğiniz çalma listesini hiçbir yere dokunmaya bile gerek kalmadan seçebilmek daha hoş bir deneyim değil mi! Net bir cevabı yok: Kullanıcının hangi deneyimi tercih ettiğine bağlı olarak göreceli bir durum. Belki de sizin için cep telefonundan spotify çalma listesi seçmek gayet normaldir ve siz bunu tercih ediyorsunuzdur. Kullanıcı olarak sizin tercih ettiğiniz deneyim bu şekilde de olabilir. Peki ya bunu otomobil kullanırken yapmaya çalışırsanız neler olur! İşte bu deneyimde sesli etkileşim kullanmak gerçek anlamda hayat kurtarır.
Bahsettiğim gibi ihtiyacın ve yaşanılan müşteri deneyiminin tanımı bu tür etkileşimler için çok ama çok önemli. Sesli iletişim evet bizim doğamıza çok uygun, evet işlerimizi çok ama çok kolaylaştırıyor ve fakat oluşturduğu kullanıcı faydası ölçüsünde hayatımızda yer buluyor. Sesli asistanların bu bağlamda akıllı yaşam teknolojilerine en büyük katkısı bizi doğamıza geri döndürebilecek şekilde bir kullanıcı deneyimi yaşatmasıdır.
Kaynaklar:
(1) Plants talk to each other using an internet of fungus
(2) Neanderthals
(3) Neanderthals could speak like modern humans, study suggests
(4) Learn the Meerkat Language! | BBC Earth
(5) Homo Erectus