Pastanem Tehlikede: Bir dönüşüm hikayesi

Pastanem Tehlikede: Bir dönüşüm hikayesi

19 Eylül 2022 0 Yazar: Cem Kefeli

Haftasonu tesadüfen TLC’de karşılaştığım bir programdan bahsetmeden ve bunu yazıya dökmenden geçemedim.

Hikaye, mutfağında çıkan yangın yüzünden bir yıl boyunca kepenk kapatmak zorunda kalan ve Tulsa’nın en eski pastanesi olan “Ann’s Bakery” isimli pastanenin kapılarını açık tutmakta zorlanması ile başlıyor. Yangın olmuş bitmiş ama işlerin yolunda gitmemesine neden olan asıl etki başka başka konular: Çalışanlar arasındaki iletişimin kopukluğu, ürünlerin müşteri isteğinden uzaklığı ve güncel olmaması, iş aktarımı, iş dağılımı, vb…

“75 yıllık fırında nasıl olur da böyle şeyleri düzeltmemişler?” diyebilirsiniz ama 75 yıllık devasa şirketlerde hem de olanaklar çok çok daha fazla iken karşılaşılan durumlar da zaten bu şekilde değil mi? Şimdi böyle bir giriş yapınca “Eee, o zaman işi bilen birilerinden yardım isteseler.” dediğinizi duyar gibiyim. Onlar da öyle yapmış zaten. Pasta Uzmanı Kerry Vincent pastaneye dertlerinden kurtulması için yol göstermeye çalışıyor. Kerry bence yalnızca bir pasta uzmanı değil. Bildiğiniz, bütün firmaların yana yakıla aradığı gerçek bir ‘Transformation Lead’ bence. Koçluk yapıyor yani bir başka söylemle. Koç diyince sizin de aklınıza ‘Agile Coach’ geldi mi? Buradaki videoda ve hikayede net bir agile yöntemi yok ama videoyu izleyince yaklaşımların ne kadar benzer olduğunu siz de hissedeceksiniz. Ben de zaten yazı süresince işin bu yanından tutarak videoyu incelemeye çalışacağım.

Bir dönüşüm lideri ya da bu dönüşümü gerçekleştirecek yönteme uygun seçilmiş bir agile koç olsaydım dönüşümü anlatmak için süslü sunumlar hazırlamak yerine bu videoyu izletmeyi kesinlikle düşünürdüm. Topyekün bir dönüşüm gerçekten zor ama gerçek dönüşüm ancak ve ancak doğru şeyleri doğru bir şekilde değiştirdiğinizde ortaya çıkıyor.

Videoyu aşağıya bırakıyorum. İçerisindeki çarpıcı bir kaç konuya özellikle temas etmek isterim;

https://www.tlctv.com.tr/pastanem-tehlikede/1-sezon-7-bolum

Pastanem Tehlikede / 1. Sezon 7. Bölüm

06:38 (Mike’ın yaptığı işi paylaşmaması ve kimseye aktarmaması):

Bu konu sanırım hemen kafalarda canlanmıştır 🙂 Çok sık karşılaşmıyor muyuz? Bu, ‘Aman gücümü kaybetmeyeyim’ kafası. Bu kişi bazında olabildiği gibi ekip bazında da çoğu zaman oluyor. O da ‘Aman ekibim güç kaybetmesin, herşey benim ekibimde olsun’ kafası. Aslında çok daha fazla çıktı üretebilecekken ve müşterinin isteğini daha fazla karşılayabilecekken kaçırılan fırsatlar… Diyaloğun en sonundaki kritik cümle ise bence şu;

– Kerry: “… aksi taktirde bu sadece düşüşünüze katkı olur.”


07:56 (Tereyağlı Krema vs. Şeker Hamuru):

Buradaki cevap gerçekten çok entresan;

– Kerry: “Burada hiç şeker hamurlu pasta görmüyorum. Tereyağlı kremaya takılı kalmışsınız. Neden?”
– Sharon: ‘Tereyağlı kremada iyiyim. Sıkma torbamı alıp yapmam gerekeni yapmak.’
– Kerry: ‘Çağa ayak uydurmalısın.’

Sonrasında işin yöneticisi pozisyonunda olan Shannon bile “İkimiz adına konuşmam gerekirse; tereyağlı kremamız harikadır” diyebiliyor. Oysa ki hiç kimse ‘Tereyağlı kremanız çok kötü’ demedi onlara.

Videonun ilerleyen bölümlerinde daha fazla detay var orada tekrar bahsetmek istiyorum ama çevik dönüşümün işin merkezine koyduğu müşterinin işin içinde tutulması olgusu burada tamamen pas geçilmiş. Konunun tereyağlı kremanın iyi ya da kötü olması olmadığı, konunun müşterinin ne istediği olduğu tamamen pas geçilmiş. Müşterinin belki de böyle bir beklentisi yok. Tereyağlı kremayı çok da istemiyor. Ama ben/biz bu işte iyiyiz diye tereyağlı kremada ısrar etmek gerçekten ciddi bir müşteri kaybı.


12:30 (Düğün pastası hakkında):

Anlaşılan o ki pastane ekibi şeffaf ve önyargılardan arınmış bir şekilde kendi ürünleri ile ilgili yorumlarını birbiri ile paylaşacağı bir aktiviteyi şu ana kadar aralarında yapmamış bile. Gelişim alanlarından haberdar değiller. Birbirlerinin düşüncelerinden bile haberdar değiller.

Shannon bu durumu daha da çarpıcı bir şekilde dile getiriyor;

– Shannon: “Mike’ın Kerry’e pastamız için söylediklerine inanamıyorum. Ona vurmak istedim!”

Bir başka sıkıntı daha. Düşüncelerini açıkladığı ve geri bildirimde bulunduğu için ‘vurulması’ gereken birisi. Bunu söyleyenin ise işin yöneticisi konumunda olması. Belki diyeceksiniz ki “Kendi aralarında konuşmuyorlar. Kerry’nin önünde bu şekilde konuşmasına gerek yoktu. Kendi içlerinde konuşup bu geri bildirimi verebilirdi.” Konunun yöneticisi konumunda olan kişinin bu imkanı Mike’a daha önce verip vermediğini, düşüncelerini dile getirmesi için onun cesaretlendirip cesaretlendirmediğini bilemeyiz. Ama yaklaşımından anladığımız Shannon pek de o şekilde bakmıyor olaylara.


17:19 (Müşteri araştırması):

Video süresince en sevdiğim bölüm desem yeridir. 07:56 bölümünde bahsetmiştim ya müşteriyi olayın merkezine koymak işte tam da böyle oluyor. Ufak bir benchmark çalışması bile var işin içinde 🙂 İkna olmak için bir sebep daha…

Her ne kadar Shannon ve Sharon’ın yüz ifadelerinden öyle anlaşılmasa da gerçeklerle yüzleşmek iyi şeydir. Bunun en kısa yolu da doğrudan son kullanıcıya fikrini sormak.


19:54 (Yeni bir görev üstlenme korkusu):

17:19 ile açılan konunun bir devamı ama bambaşka bir şekilde ele alınması gereken bir konu.

– Kerry: “Peki o halde neden şu ana kadar pastalarınızda şeker hamuru kullanmayı denemediniz?”
– Shannon: “Galiba yeni bir görev üstlenme korkusu yüzünden. Bunu yapan tek kişi olacağımdan ve yükümün artacağından korkuyorum doğrusu.”

Çoğu zaman çalışma ortamındaki sık karşılaşılan konulardan birisi daha. İlk başta bunu söylenenin bir yandan da işin yöneticisi konumunda olması tuhaf gelebilir ama gerçek hayatta da bu şekilde olabildiğini siz de gözlemlemiyor musunuz? Bunu yenmek için bir ekip olmak, çevik bakış açısının konuya her zaman ekip gözünden bakması bu tür konuları daha aza indirmeyi hedefliyor zaten. Eğer yapılması gereken bir iş varsa bunu ilk önce ekip göğüsler. Bu, ekip üyelerinin de kendisini daha güvende hissetmesinde büyük rol oynuyor.


25:23 (Ekipte görev dağılımı):

Bir kişinin tüm konularda karar noktası olmasının nasıl bir darboğaz oluşturduğunu ve topların gün geldiğinde bir anda nasıl da hep beraber düşebileceğini gösteren güzel bir örnek. Çevik bakış açısının oluşturmaya çalıştığı otonom, kendi kendine karar alabilelen yapılar bunu bir derece kırmayı hedefliyor zaten.

Bu örnekte topları düşüren bir yönetici. Bazı zamanlar yöneticiler sorumlulukları dağıtıyorlar ama yetki dağıtmıyorlar. Bu durumda sorumluluğu olan ama yetkisi olmayan roller oluşuyor ki bu aslında bir önceki durumdan yönetimi daha da zor olan bir durum. Ya da bir kaşka senaryoda sorumluluğu dağıtıyorlar ama sonrasında da sorumluluk verilen kişinin karşılaştığı hiç bir engeli aşmaya yönelik bir aksiyon almıyorlar. Her ikisi de asıl amacı gözden kaçırıp işin faydasına odaklanmayan örnekler.

Yalnızca işin yöneticisi konumunda olanlar değil, işi yapan çalışanlar da bunu yapabiliyor bazen. “Her konu bende toplansın. Hep benim işlerim yapılsın. Tüm işler bende olsun” Bu bakış açısı da gün sonunda yönetilemeyen ve en çok da bu düşünceye sahip kişiye zarar veren bir hale dönüşüyor zaman ilerledikçe.


29:16 (Düğün pastası yarışması):

Video süresince büyük oranda yanlış bir izlenim bıraktığını düşündüğüm belki de tek nokta burası. Çünkü Shannon aynı zamanda bir talep sahibi rolünü de üstleniyor. Değil ama bir nevi bir ‘Product Owner’ yani. Burada da ‘yöneticilik’ ya da ‘liderlik’ kavramlarının doğrudan irdelenmesi gerektiğini düşünüyorum. İşin yöneticisi olmak mı yoksa işin lideri olmak mı? Çünkü bu bakış açısının takım ruhunu zedelediğini, dozunun iyi ayarlanması gerektiğini, verimli çıktı oluşması konusunda bazı engeller oluşturduğunu çoğu zaman görebiliyoruz.

Gün sonunda kendisini patron sanan ‘Product Owner’ ların oluşması. Gün sonunda kendisinin yalnızca iş dağıtmakta ustalaşmış birisi olduğunu düşünen ‘Tribe Lead’ lerin oluşması hep bu yüzden. İşin içine girmeyip, uzaktan izleyici rolüne bürünmek. Geri bildirimi bile zamanında vermeyip, çıktıların sonunda iş işten geçtikten sonra fikrini belirtmek! İşi yapan ekiple bir bütün olmak ve yakın olmak yerine talep eden kişi olarak kendini hep bir uzakta konumlamak. Buradaki örneğin yanlış bir izlenim uyandırabileceği konusundaki endişelerimin temel nedenleri işte bunlar.